Music Web

Treasures, Robert Cummings

Treasures
Güher & Süher Pekinel (iki piyano)
Format: PCM Stereo; 16:9

ARTHAUS MUSIK Blu-Ray/DVD/CD 109366 [13 disk: 1034 dak.]

Arthaus’tan çıkan on üç CD’lik set piyano ikilisi, ikiz kardeşler Güher ve Süher Pekinel’in hayranlarını çok mutlu edecek. Üstelik, elli sekiz performansın yanı sıra, Brahms’ın Macar Dansları ve Gershwin’in Üç Prelüdler gibi eserleri de bunların dışında. Müziğin yanı sıra bir belgesel ve röportaj da var. Burada tüm eserler üzerine bir şey yazmayacağım tabii, ama baroktan klasik ve romantik döneme ve bir iki sapmayla oradan moderne uzanan aşağı yukarı kronolojik olarak sıralanmış eserlerin bir kısmını ele alacağım. Bu arada birçok eserin birkaç performansı olduğunu da eklemeliyim. Örneğin, iki piyano için özel olarak düzenlenmiş Batı Yakasının Hikâyesi’nin 2015 tarihli Berliner Philarmoniker’in perküsyonistleri Raphael Haeger and Simon Rössler ile kaydı Blu-Ray ve DVD’de, 1988 kaydı da CD’de yer alıyor.

Pekineller Bach konçertoları yorumlarında hızlı bölümlerde canlı bir tempoda, daha yavaş bölümlerde ılımlı tempoda çalmayı tercih ediyorlar. Yaklaşımları için pek çok açıdan Gould’vari denebilir, ama daha legatoya yakın bir ses yakalıyorlar, güçlü performansları var ve özellikle yavaş bölümlerde ölçülü bir sıcaklık sağlıyorlar. Enerji ve renk dolu performanslarında her ikisi de seslendirdikleri eserlerin ruhunu kavrayan tek bir zihinde buluşuyorlar. Kısacası her ikisi de mükemmel birer Bach yorumcusu. Howard Griffiths yönetimindeki Zürih Oda Orkestrası 5. CD’deki üç eserde (BWV 1061, 1062, 1063) heyecan dolu ve hatasızlar. Sir Colin Davis de 3. DVD’deki BWV 1062’de English Chamber Orchestra’dan çok iyi destek veriyor.

Tabii bunların arasında sadece BWV 1061 iki klavsen ve orkestra için düşünülmüşken, diğerleri bestecinin kendi uyarlamalarıdır. Bach’ı özgün enstrümanlarda dinlemeyi tercih edenler var, ama ben bunlardan biri değilim. Pekinel kardeşlerin buradaki yorumları, bu eserlerin modern piyano versiyonlarının hakkını verdiği, hatta klavsen versiyonlarından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Bu arada BWV 1063 ve diğer konçertolardan birçok bölümün Jacques Loussier düzenlemesiyle seslendirilmiş caz yorumları da var, bu tamamen başka bir konu. Birçok Bach tutkununun bunu onaylamayacağını düşünebilirim. Ama Pekineller ve Loussier Trio üyelerinin bu riskli girişimin altından mükemmel şekilde kalktıklarını ve pozitif bir katkı sağladıklarını da söylemeliyim.

Mozart’ın K 365 numaralı eseri de ayrı bir başarı hikâyesi. Pekineller iki iyi performansa yer vermiş; CD’deki (Marriner yönetiminde) biraz fazla yankılanmalı, DVD’deki diğeri (Davis yönetiminde) daha canlı bir tempoda ve daha iyi bir ses kalitesine sahip. Her ikisinde de müzik gayet coşkulu ve Pekineller ortama sirayet eden bir ruh ve enerjiyle çalıyor. Sir Colin Davis ve Sir Neville Marriner da orkestralarıyla bu yoruma çok iyi uyum sağlıyor.

Piyanistler Brahms’ın Fa minör Sonat’ında muhteşem ve çetin bir performans sergileyerek sonatın fırtınalı ilk bölümünün derinliğini ve üvesini tam olarak yakalıyor, izleyen bölümün lirik yumuşaklığını, Scherzo’nun ritmik canlılığını ve finalin muzaffer havasını tam olarak yansıtıyor. Tempo, kısmen ılımlı, bazen de hızlı olmasına rağmen, müziğe tam olarak uygun. Benim dışımda bazı dinleyiciler Piyano Beşlisi versiyonunu tercih edebilir tabii. Bu eser ilk olarak 1862 yılında Yaylı Çalgılar Beşlisi için yazılmış, ama özgün versiyonu yok olmuştu. İki piyano versiyonu bence dinleyicileri memnun edecektir; bu türde favorilerim arasında. Brahms’ın Macar Dansları ciddiyet açısından biraz farklı olsa da piyanistler son derece renkli ve baş döndürücü bir performansla eserin hakkını veriyor.

Mephisto Valsi’nin bu versiyonu o kadar göz alıcı ki, neredeyse o harika solo piyano versiyonunun seviyesinde değerlendirilebilir. Pekinellerin Ravel’i de son derece etkileyici: La Valse hem zarif, hem çok canlı, hem de baş döndürücü; performans fevkalade. İspanyol Rapsodisi yine virtüözite açısından çok canlı ve muhteşem renklerle dolu.

Pekineller, Rahmaninoff’un belli bir popülerliğe ulaşmış bir erken dönem eseri olan Opus 5 sayılı süitini güçlü bir şekilde yorumluyor. Ernesto Lecuona’nın büyük sükse yapan, cafcaflı Malagueña’sında hünerlerini sergiliyorlar. Nihayetinde her iki eseri de mükemmel çalıyorlar. Poulenc’in Stravinskivari, neoklasik Re minör Konçertosu da başarıyla seslendirilmiş. Besteci 1962’de EMI’dan çıkardığı kayıtta piyanist Jacques Février ile müthiş bir yorum getirmiş olsa da, ben insanı saran enerjisi ve derinlikli ifade gücü dolayısıyla Pekinellerinkini tercih ediyorum. Milhaud’nun Scaramouche’unun final bölümü olan “Brazileria”, Pekinellerin aynı ruh ve karşı konulmaz coşkuyla seslendirdikleri daha hafif ve cazvari bir parça.

Stravinski’nin Bahar Ayini, eserin ruhuna uygun bir yabanıllık ve vahşete sahip; Pekineller, özellikle de 1. ve 2. bölümlerin girişlerinde, daha sessiz ve gizemli bölümlerde müziği yaratıcı bir şekilde ifade ediyor. Performans ne kadar iyi olursa olsun, iki piyano versiyonunda müziğin tam ruhunu yakalamak neredeyse imkânsız, tabiki orkestral versiyonunu aşmak söz konusu olamaz. Ama müziği bu şekilde dinlemek isteyenler için yorum heyecan verici ve kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor. Alışıldık olandan daha hızlı çaldıkları “Sacrifical Dance” (Kurbanın Dansı) ateşli ritmiyle insanı büyülüyor. Piyanistlerin diğer bir başarısı, bazılarının yaptığı gibi orkestranın perküsyon bölümünün etkisini kopyalamamaları ve çalarken sınırlarını aşmamaları. Kısacası eseri ezmiyorlar.

Disklerin çoğunda farklı dönemlerin repertuvarları karışık olsa da, Blu-Ray/DVD tamamen 20. ve 21. yüzyıl eserlerine ayrılmış. Penderecki’nin kısa John Paul II Anısına Chaconne’unda (2005) papanın ölümünden duyulan üzüntü ve endişenin karışımı bir his, kasvetli ama kıpırtılı bir yorumla seslendirilmiş. Bartók’un İki Piyano ve Perküsyon için Sonat’ı beklenenden daha yumuşak şekilde yorumlanmış. Yine da hayli ikna edici; ikinci bölümdeki gece müziğinde alıştığımızdan daha içe dönük, diğer bölümlerde ise gayet coşkulu ve gösterişli. Eserin konçerto versiyonu burada daha büyük ve cüretkâr ve aynı oranda da gayet iyi yorumlanmış. Zubin Mehta ve Maggio Musicale Fiorentino Orkestrası da gayet başarılı. Pekineller Gershwin’in Üç Prelüd’ünün caz ve blues ruhunu başarıyla yakalıyor. Bernstein’ın Batı Yakasının Hikâyesi’nden Senfonik Danslar fevkalade seslendirilmiş. Bu uyarlamada piyanoların yanında iki de perküsyon kullanıldığı için ritmik yapı sıkça vurgulanmış ve “Somewhere” ve “Cha-cha” ile “Maria” temalarında lirik anlar, orkestral versiyonu tam olarak yakalayamasa da, piyanonun lirik olasalıkları tam anlamıyla kullanılmış. Yine de tüm müzisyenlerin performansı mükemmel. Başındaki çekincelerime rağmen uyarlama da gayet iyi. Dördüncü diskteki 1988 tarihli performans da oldukça başarılı, belki biraz fazla neşeli, hızlı bölümlerde ise daha yüksek tempolu. Lutoslawski’nin Paganini Varyasyonları’nın üç performansı da (1. Blu-Ray/DVD ile 4. CD’de iki piyano ve perküsyon için, 4. DVD’de de sadece iki piyano için) mükemmel, ama ben sadece piyano için yazılmış versiyonu tercih ederim.

Diğer performanslar da son derece etkileyici. İnsan Pekinellerin kötü bir günü var mı acaba diye merak ediyor doğrusu. Bu sette yer alan A Portrait about Güher & Süher Pekinel adlı belgesel hayli ilgi çekici ve sanatçılar hakkında pek çok bilgi içeriyor. Kişilikleri, sanatları ve çocukluktan yetişkinliğe ve sonrasına uzanan yaşamlarıyla ilgili net bir resim çiziyor. Hiçbir Türk aksanı bulunmayan mükemmel İngilizcelerinden etkilendim. Kendileriyle yapılan 2009 tarihli röportaj da Almanca; akıcı bir şekilde konuştukları dört dilden bir diğeri.

Geçenlerde okuduğum bir röportajlarında, kızkardeşler birbirlerinden epey farklı olduklarını söylüyorlar. Bunu kabul edecek olsak da, özellikle müzikal konularda, birbirinden farklı kişiliklere sahip olmaları, ikiz olmaları dolyısıyla beni şaşırtırdı. Yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri ve performans sırasındaki genel tavırlarına bakınca neredeyse birbirinin kopyası denebilir sanatçılar için. Piyano çalışları ve yorumlarında neredeyse tıpa tıp aynı sanatsal hassasiyetler ve klavye stilini paylaşıyor gibiler. Tabii bu benim gözlemim ve siz farklı düşünebilirsiniz. Benzerlikleri ve farklılıklarına nereden bakarsanız bakın, son derece yüksek seviyede bir sanatları var ve ikili ya da piyanoda dört el olarak bugüne kadar gördüğüm tüm sanatçılardan daha iyi. Bu setteki geniş repertuvarda da tutarlı bir mükemmeliyete ulaşmışlar.

Treasures’da Pekinellere ait olan yazıların yanı sıra 2016 tarihli bir de röportajın yer aldığı 100 sayfalık bir kitapçık bulunuyor. Kayıtlarla ilgili bilgiler de verilmiş. Yedi diskteki performans Deutsche Grammophon, Chandos, Warner Classics ve Edel Germany GmbH firmalarından çıkmış zamanında. Aşağıda kayıt tarihleri belirtilmemiş olanlar büyük ihtimalle 1980’ler ve sonrasından. Videolardaki kamera görüntüleri ve ses genelde gayet iyi, tabii Blu-Ray hayli farklı. Tarih ve mekân farklılıklarına rağmen yedi diskin ses kalitesi çok iyi ve tutarlı. Treasures, sanatçıların hayranları için tarihte benzerine çok az rastladığımız, eşi benzeri olmayan, nadir bu iki yeteneğe adanmış çok yerinde bir kayıtlar bütünü.

Robert Cummings